Yaşlanma ile birlikte yüzümüzdeki bağ dokusunda bulunan elastin ve kollajen lifler gibi bazı yapısal elemanlarda bozulma ve kayıplar, yağ yastıkçıklarında küçülme ve aşağıya doğru sarkma ve yüz kemiklerimizde erime ve geriye doğru çeklimeler oluşur. Bu değişikliklerin sonucunda da kırışıklıklar, sarkmalar ve hacim kayıpları meydana gelir.
Yaptığımız dolgu uygulamaları ile amaçlanan şey ise bu kayıplar sonucu oluşan kırışıklık, sarkma ve hacim kayıplarını yerine koymaktır. Bu amaçla çok sık kullanılan hyaluronik asitli dolgular yanında ayrıca deride azalan kollajen ve elastini de uyaran CaHA (kalsiyum hidroksiapatit) içeren mineral dolgular da kullanılmaktadır. Mineral dolgu kullanmakta ki amaç yüze hacim verirken aynı zamanda deride azalan kollajen ve elastin yapımını uyararak cilt kalitesini artırmak ve sıkılaşmayı sağlamaktır.
Mineral Dolgu Nedir?
Mineral dolgu taşıyıcı bir jel içinde bulunan kalsiyum hidroksilapatit (CaHA) mikropartikülleri içeren kollajen sententezini uyaran bir dolgu çeşididir. Yapısal özelliği kemik ve dişlerimizde bulunan kalsiyum ile aynı olduğu için insan dokusuna uyumluluğu çok iyidir.
Mineral Dolgunun Etki Mekanizması Nasıldır?
Mineral dolgunu içerisinde %70 taşıyıcı jel ve %30 oranında da CaHA mikropartikülleri bulunmaktadır. Başlangıçta elde edilen hacim etkisinden sorumulu taşıyıcı jel 2-3 ay içinde tamamen erirken asıl etken madde olan CaHA mikropatikülleri açığa çıkmaya başlar. Bu mikropartiküller uygulanan alanda kollajen sentezini uyarır, üretilen yeni doğal kollajen sayesinde doğal bir hacim etkisi sağlanmış olur.
Mineral Dolgu Hangi Amaçlarla Kullanılır?
Mineral dolgu diğer dolgularda olduğu gibi kırışıklık ve olukları doldurmada, yüz şekillendirme, hacim verme, sarkmaları azaltma ve lifting amacıyla kullanılabilir. Ayrıca mineral dolgu biyostimülan özelliği sayesinde, cilt kalitesini de arttırmaktadır ve bu nedenle cilt yenileme amaçlı da uygulanabilmektedir.
Mineral Dolgu Kullanım Alanları Nerelerdir?
Mineral dolgu dudak ve dudak çevresi, göz altı ve göz çevresi dışında yüzün her bölgesinde hacim verme, kırışıklıkları doldurma ve lifting amacıyla kullanılabilir.
Mineral Dolgu Nasıl Uygulanır?
Uygulama yapılacak bölge ağrı ve acıyı azaltmak için lokal anestezik kremlerle uyuşturulabilir. Sonrasında ise dolgu diğer dolgularda olduğu gibi iğne veya kanüll kullanılarak dolgu işlemi yapılmaktadır.
Mineral Dolgunun Etkisi Ne Zaman Fark Edilir?
Uygulama yapılır yapılmaz hacim artışı fark edilir ancak arzu edilen doğal hacim artışı ve cilt kalitesindeki iyileşme 2. aydan itibaren başlar ve birkaç ay boyunca da artarak devam eder.
Mineral Dolgunun Etki Süresi Ne Kadardır?
Kişiden kişiye değişmekle birlikte ortalama etki süresi 1-1,5 yıldır.
Mineral Aşı Nedir?
Mineral aşı mineral dolgunun daha fazla miktarda seyreltilerek cilt yenileme ve kollajeni artırmak amacıyla deri içerisine mezoterapi gibi verilmesidir. Genellikle yüz, boyun ve dekolte bölgesinde kullanılmaktadır.
Mineral Dolgunun Yan Etkileri Nelerdir?
Mineral dolgu uygulamasından sonra uygulama alanlarında morluk, hassasiyet, hafif kızarıklık ve ödem görülebilir. Bu belirtiler genellikle birkaç gün içinde ortadan kalkar.
Mineral Dolgu Öncesinde ve Sonrasında Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
Uygulama sırasında oluşabilecek morarma riskini artırabileceği için, işlemden 5-7 gün öncesinde ağrı kesiciler, aspirin, kan sulandırıcı diğer ilaçlar, yeşil çay ve ekinezya gibi bitkilerin kullanılmaması önerilir.
Uygulama yapıldığı gün ağır spor önerilmez. Uygulama yapılan bölgeye sert masaj yapılmamalıdır. Uygulama sonrası enfeksiyon kapmamak için aynı gün duş almak, yüz yıkamak, sauna, hamam, havuz ve makyaj yapmak önerilmemektedir.
Her cilt kişiye özeldir. Bu nedenle kişinin ihtiyaç duyduğu sağlık çözümlerini ve tıbbi desteği ona özel bir tedavi anlayışıyla vermek oldukça önemlidir. Uzm. Dr. Pınar Koç, dermatolojik rahatsızlıklarla ile ilgilenmekle beraber özellikle estetik ve kozmetik dermatoloji, dermatolojide lazer uygulamaları ve saç hastalıklarıyla da ilgilenmektedir. Detaylı bilgi ve danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
